
PEYGAMBERİMİZİN HİCRETİ VE HİCRİ TAKVİM
.......... günü, Peygamberimizin Mekke'denMedine'ye hicretini esas alan İslâmî, diğer bir ifa
de ile Hicrî takvime göre ........ hicri senenin ilk günüdür.
Bu münasebetle bu haftakihutbemizde, hicreti tarif edecek, Peygamberimizin tarihî hicretini özetleyereksunacak, O'nun hicretine sahip çıkmamız gereğini açıklamaya çalışacağız.
Saygı Değer Mü'minler!
Ana kaynaklarımız olanKur'an ve Sünnet'in açıklamalarına göre hicreti şöylece tanımlayabiliriz.
Hicret: Allah'ın vePeygamberinin yasakladıklarını terk etmektir. İslâm dışı veya karşıtı inançlar ve yaşam kurallarının egemen olduğuKüfür Yurdu'ndan Kur'an ve Sünnet yönetiminin hâkim olduğu İslâm Yurdu'na göçetmektir. İslâm Tarihi'nde göç anlamına hicreti ilk gerçekleştiren YücePeygamberimiz ve ilk mü'minler olmuştur.
Mü'minler!
İnsanlık camiasınınyaradılış gayesini, ölüm sonrası inancını yitirdiği, ma'nevî ve insanîdeğerlerini kaybettiği en buhranlı çağlarında biri olan 7. asrın başlarında YüceRabbimiz, insanlığa son elçisi Hz. Muhammed'i nihaî buyruklarını içeren Kur'anile gönderdi.
Şanlı Peygamberimiz,bütün insanlığı yönelik kudsal çağrısına başladığı Mekke şehrinde, bu şehrinsiyasî ve iktisadî egemenliğini ellerinde bulunduran kişilerin muhalefetineuğradı.
Atalarımızı, öndertanıdıklarımızı üzerinde bulduğumuz sistem bize yeter diyerek kâinatın Rabbineve O'nun insanlığı mesut edecek ulu nizamına inanmayı red eden bu inkârcılargüruhu, Aziz Peygamberimize ve azınlığı teşkil eden ilk Müslümanlara pek çokzulüm yaptılar. Alaya aldılar, tehditler ettiler. Vahşet sergilediler. Ardı arkasıkesilmeyen suikastler tertiplediler, kan döktüler. Mü'minlere hayat hakkıtanımak istemediler.
Şanlı Peygamberimizve O'na inanıp bağlananlar ilkmü'minler, yaşadıkları olumsuz şartlar içerisinde, insanlık takatına sınırçizecek bir mücâdele ve fedakârlıkla Hak üzerinde yaşadılar, şehid verdiler. Fakatİslâm'dan dönmediler. Küfre rıza göstermediler ve zalim kâfirlere tavizvermediler.
Mekke site devletininyöneticileri olan Ebu Cehiller kadrosunun zulümde azgınlaştıkları Mekke devrison yıllarında; Peygamberliğin 11. senesinde, Mina/Akabe'dePeygamberimizle görüşen 6 Medine'li zevat Müslüman oldular.Bu 6 Medine'li Müslümanın çalışmalarıyla. Peygamberliğin 12. yılındaPeygamberimizle görüşme yapan Medine'li Müslümanların sayısı onikiye yükseldi.Peygamberimiz, ikinci Akabe olarak da anılan bu görüşmesindensonra, Medine'ye İslâm'ı öğretip yaymaküzere, genç mü'min Musab b. Umeyr'i öğretmen olarak gönderdi
Bu bilgili ve samimîgenç öğretmenin çalışmalarıyla, Medine'de Müslümanlık bir çığ gibi gelişmeyebaşladı.
13. yılın hacmevsiminde, Mekke'de Peygamberimizle gizli bir görüşme yapan Medîneliler ikisikadın olmak üzere yetmiş üç Müslümandı. Bunlar Peygamberimizi koruyacaklarına,İslâm Dini'nin tebliğ edilmesine çalışacaklarına, Müslümanlığı kayıt şartsızyaşayarak bu uğurda mücadele edeceklerine, her halükârda Hz. Peygamber'inizinde olacaklarına söz vererek şanlı Peygamberimizi Medine'ye davet ettiler.
Bu davetten sonra,Peygamberimiz ve Mekke'de kendilerine hayat hakkı tanınmak istenmeyenmü'minler; Rabbimizin emri ve müsaadesiyle yurtlarını, mallarını, hatta anne,baba eş ve çocuklarını bırakarak Medine'ye hicret ettiler. Böylece Hak'laBatılların savaşı sürdükçe, hicret edilebilecek İslâm yurdu oldukça devamedecek olan Hicretin öncüleri oldular.
Aziz Peygamberimiz,sadık dostu Hz. Ebu Bekir'le hicret buyurdular. Medine'de cihandeğer birmisafir olarak sevgi gösterileri içerisinde karşılandılar.
Peygamberimiz, İslâm'ıtebliğ ve İslâm Düzenini kurma çalışmalarına bu şehirde devam buyurdular ve buşehirde ebedî âleme irtihâl ettiler. (1)
Mekke'de başladığıtebliğ görevini sürdürerek insanlığı nûr'a çıkarmak, iktisadî, içtimaî veahlâkî ölçüleri içersinde İslâm Düzenini kurmak için Peygamberimizin dehşetverici bir takip altında yaptıkları bu hicret, Hz. Ömer'in yönetimi devrindeHicrî takvime kaynak oldu. Hz. Ömer'in riyasetindeki istişare meclisinde, Hz.Ali' nin teklifi ile hicret yılı, İslâm takviminin birinci yılı olarak tespitedildi. (2)
Asırlar boyuncaMüslümanlar, zaman ölçüsü olarak işte bu Hicrî takvimi kullandılar. Bu takvimMüslümanların hayatına girdi.
Aziz ecdadımız da,Anadolu toprakları üzerinde asırlarca bu takvimi kullandılar. Topraklarımızüzerinde Hicrî takvim bir semboldü.
1071 Malazgirt zaferiyle,ikinci bir Medine olan Ana-dolumuza davet edilen Peygamberimiz, ma'nevî varlığıile bu topraklara hicret etti. Sekiz buçuk asır, cihandeğer bir misafir olarakAnadolu topraklarında ağırlandı. Gönüller O'na açıldı, yönetimler O'na bağlandıve Şanlı Peygamberimiz bütün müesseselerimize önder oldu. Hicrî takvim iştebu sekiz buçuk asırlık her an şuurlarda yaşayan hicret devri yüceliklerinitespit eden ölçüydü.
Şüphesiz önemli olanHicrî takvim değildir. Hicrî takvimi doğuracak Hicret olayıdır. Hicret'e vasat(ortam) hazırlamaktır.
Binler, Hz. Peygamberinhicretine sahip çıkarak yaşadığımız dönemin şartlarının gerektirdiği Muhacirlerve Ensardan olmak mecburiyetindeyiz.
Mü'minler!
a - Hz. PeygamberinHicretine sahip çıkmak Hz. Peygamber ve ilk mü'minler gibi, Allah'ın varlığı,birliği ve egemenliğini tanımayan kâfirlerle ve küfür sistemleriilekaynaşmamaktır. İslâm'la çatışmalı ilkeler ve müesseselere karşı kültürelbaşkaldırı da bulunmaktır.
b - Hz. PeygamberinHicretine sahip çıkmak İslâmî inanç ve düsturlara göre yaşayabilmemiz için ilkmuhacir müminler gibi gereğinde mallardan ve canlardan geçmektir.
c - PeygamberimizinHicret'ine sahip çıkmak Medineli ilk mü'minler olan Ensar gibi samimiMüslümanları güçlendirmek, onlar için gerekli fedakarlığı yapmaktır.
d - PeygamberimizinHicretine sahip çıkmak İslâm Düzenine talip olmak ve Ensar gibi Peygamberimizi yurdumuzadavet etmektir.
Evet. her bir mü'minkardeşimiz, sevgili Peygamberimizi bir cemiyet önderi olarak hayatîmüesseselerimizin başına geçirmek için, -Medine'li Ensar gibi- davetetmelidir.
Tam bir iman ve şuurla budavet yapılmadıkça Peygamberimizle aramızda güçlü bir rabıta kurmak mümkündeğildir.
İslâm'ı yaşayacağımıza,yaşanması için örnek olacağımıza, Kur'ân ve Sünnet nizamının dışında hiç birrejimi ruhen benimsemeyeceğimize söz vererek Yüce Peygamberimizi manevîşahsiyetiyle yurdumuza davet etmeliyiz.
Çok iyi bilmeliyiz ki,bütün dünya ülkeleri gibi, âciz önderlerin, bâtıl felsefelerin, materyalistrejimlerin karanlığında muzdarip olan ve buhranlar yaşayan mübarek yurdumuza,Allah'ın Peygamberi, manen hicret etmedikçe; eğitim,medya ve üniversite gibiî müesseselerimizin başınageçirilmedikçe, biz mü'minler için istikbâl pek elîm olacaktır.
Mü'minler!
Peygamberimiz: «Ramazan-ıŞeriften sonra tutulan oruçların en hayırlısı, Allah'ın ayı olan Muharrem'detutulandır.» (3) buyurmuşlardır.
Buhadîsin ışığında, sizlere ......................................... günü başlayacak yeni yılınıza oruçlagirmenizi tavsiye ederim.
Nefsimeve sizlere özel yazışmalarınızda Hicrî Takvimi kullanmanızı da öğütlerim.
Yeni yılımızın İslâmAlemi hakkında hayırlı olmasını diler, hutbemi âyetlerle bitiririm.
«Ey mü'minler! Allah'a veResulüne itaat edin. Dinleyip dururken Allah'ın ve Peygamberinin buyruklarındanyüz çevirmeyin.»
«... Ebedi mutluluk ancakAllah'ın ve Peygamberinin emirleri ve yasaklarına göre yaşayanlar içindir.»(4)
1)slâmPeygamberi, Muhammed Hamidullah, İstanbul 1966 b) Asr-ı Saadet, PeygamberimizinAshabı, Sebilürreşad, 1964 2/375-380.
2) Asr-ıSaadet, Peygamberimin Ashabı, 1/246
3)Enfal,20,
4)Kasas,83.


