
İSLAM’DA HELAL ÇALIŞMA ALANLARI
Rabbimizin ve Peygamberimizinemirleri - yasakları doğrultusunda söylenen bütün sözler, gösterilen bütündavranışlar, yapılan bütün işler müminler için ibâdettir.
Bu genel îslârnîprensibden anlaşılacağı gibi Helâl ve haram ölçülerine bağlı kalınarak yapılanilmî, ziraî, ticarî, smaî bütün çalışmalar, muhtelif hizmet dallarıyla ilgilitüm faaliyetler ibadettir.
MuhteremMüminler!
a - İlmî Çalışma:
Perde ve cemiyete yararlı enönemli çalışma ilmî Çalışmalar olduğu içindir ki İslâm Dinî ilmî çalışmalarıyüceltmiş bu alandaki çalışmaları Cennet'e götürücü Çalışmalar olarak teşviketmiştir.
Tefsir, Hadîs, Fıkıh,Kelâm, Fizik, Kimya, Biyoloji, Tıp ve benzeri ilim dalları İslâm'ın mukaddeskıldığı ilim dallandır. Çünkü gerçek îmana bu bilgilerle varıla-bilir. Ferdî vesosyal refaha ancak bu ilimlerin aydınlığında ulaşılabilir.
Yüce Peygamberimiz İlmîçalışmaların ibâdet olduğunu açıklayan hadîslerinde şöyle buyurmuşlardır.
[«Allah katında, ilmîçalışma yapmak (farzların dışındaki) namaz, oruç ve hac ibâdetlerinden daha faziletlidir.»
«Sadakaların en değerlisibir Müslümanın bir bilgiyi öğrenip sonra da onu bir Müslüman kardeşineöğ-retmesidir.»
«Her kim ilmî araştırmaiçin yola çıkarsa Allah ona Cennet yolunu kolaylaştırır...»] (')
Müminler!
b - Ziraî Çalışma:
Dinimiz ziraatalanındaki çalışmaları da yüceltmiştir.Binbir çeşit meyvaları sebzeleri otlanve ağaçlarıy-r la Rabbimizin insanlara sunulmuş bir rahmet sergisi ve menbaıolan toprağı çalışma alanı edinmek ruhen yücelmenin ve insanlara yararlıolmanın ana yoludur.
Peygamberimiz «RızkıToprağın derinliklerinde arayınız.» (2) buyurmakla zirâatçiliğeteşvik buyururken, bu dalda yapılacak çalışmaların nasıl hayra erdireceğinide şöylece açıklamıştır.
«Müslümanın diktikleri veektiklerinin mahsullerinden insanların, hayvanların ve kuşlann yediği onuniçin (kendisi tarafından verilmiş) bir sadakadır. Hatta o mahsullerden çalınanda onun için bir sadakadır.» (3)
Bu hadîs açıkçaöğretmektedir ki ürettiğimiz zîraîmahsullerden insanlar, hayvanlar, kuşlar ye böcekler faydalandığı sürece bizemükâfat vardır.
Özellikle sanayileşenülkemizde, toprak mahsûllerinden yararlanan insanların çok çok olması, tarımlabizzat ve yönetici olarak iştigal edenlerin yaptığı çalışmaların faydalarınınpek çok insana ulaşması ziraî çalışmanın kudsiyetini ve manevî verimliliğiniortaya koymaktadır.
Müminler!
Hayvancılıkla vebalıkçılıkla iştigalde de pek büyük hayır vardır. Çünkü yetiştirilen hayvanlar,tutulan balıklar ve onlardan sağlanan ürünler insanlara ne büyük faydalarsağlamaktadır.
Yüce Dinimizin ölçülerinegöre insanların hayırhlığı da sağladıkları faydalarla orantılıdır.
Nitekim Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:«İnsanlarınen hayırlısı, insanlara en fazla fayda sağlayandır.»
c - Ticarî Çalışma:
Ticaret toplumekonomisinin iskeletidir. Rızık kapılarının en büyüğüdür. Toplumun sıhhatifertlerin refahı da ticaretin ahlâk kurallarına göre yapılmasına bağlıdır.
Bu sebepledirki dinimiz ticarete teşvik etmiş, yaptığı dürüst ticaretle nefsine ve cemiyetehizmet etmiş-inançlı ve faziletli tüccan da müjdelemiştir.
Helâl ve haram ölçüleriniuygulayarak yapılan ticaretin çok geniş bir nzık kapısı ve Âhiret saadetinisağlayacak pek hayırlı bir amel olduğunu balanız Peygamberimiz nasılaçıklamıştır.
[«Aldığı gıdamaddelerini normal piyasa fiatına satan mümin sattığı malları sadaka olarak vermiş gity sevap kazanır.»
«(Alıp satmada,ölçüp-tartmada ve malın vasıflarını açıklamada) dosdoğru ve güvenilir olanticaret adamı Kıyamet Günti'nde (Cennet ehli olan Peygamberlerle, doğrularlave senitlerle) beraberdir.»] (4)
d - Sınaî Çalışma:
İslâm Dini sanatları dayüceltmiş, heykeltraşlık gibi yasakladığı belirli sayıdaki sanat türleridışında bütün sanat dallarım mübarek bir çalışma alam olarak göstermiştir.
İnsanların sanathizmetlerine büyük bir ihtiyaç duymaları ve sürekli olarak sanatkârlarlailişkiler kurmak mecburiyetinde kalmaları sebebiyledir ki dinimiz sanatlarınPeygamberlerin mirası olduğu gerçeğini açıklayarak sanatlara teşvik etmiştir.
Hz. İdris'in terzi, Hz.Nuh'un marangoz, Hz. İbrahim'in dokumacı, Hz. Davud'un demirci olduğu açıklanmış,san'atını aşkla ve dürüstlükle icra eden sanatkârlar için de Peygamberimizşöyle buyurmuştur:[«Allah san'atkâr mümin kullarını sever.»
«Allah yaptığı zamanişini güzel yapan san'atkâr kullarını da sever.»] (5)
Yukarıda açıkladığımız teşvikedici ölçüler dolayi-sıyladır ki bir meşru iştigâl alanı ve san'atı olmayanlarkınana gelmiştir.
Hz. Ömer dış görünüşüitibariyle beğendiği gençlere hemencecik san'atını sorar, müsbet cevapalamayınca da -ne yazık ki gözümden düştü- buyururdu. (6)
e - Muhtelif Hizmet Dalları İle İlgili Çalışma:
İlmî, ziraî,ticarî ve sınaî çalışma alanlarına girmeyen fakat İslâmın yasaklarıçerçevesine de dâhil olmavan pek, çok hizmet dalları da vardır ki bu hizmet türleridinimizce meşrudur.
İçkili müessese garsonluğu,heykeltraşlık, faiz ku-rumları memurluğu, erkekler için kadmkuaförlüğü, ve jlans öğretmenliği gibi dinimizde haram kılman hizmet sahalarıdışındaki her bir hizmet alanı Helâldır.
Peygamberimiz haramlarlabulaşmayan her bir işin ve hizmetin Helâl olduğunu bildirmek içindir ki bütünpeygamberlerin ve bizzat kendisinin ücretli işçi olarak koyun çobanlığıyaptığını iftiharla açıklamıştır. (7)
Müminler!
Çalışmalı, Helâl ve haramölçülerine bağlanarak, çalışmalarımızı âhiret saadetimizi sağlayacak malıevîyatırımlara dönüştürmeliyiz.
Ancak çalışmanındinimizde ibâdet olarak değerlendirilip mükâfatlandınlması bizi namaz ve oruçgibi dinimizin mükellef kıldığı ana ibâdetlerden asla geri bırakmamalıdır.
Bu ana ibâdetlerimizden asla tâviz vermemeliyiz.Bazıyönetici ve işverenlerin inançsızlıkları ve cehaletlerini ortaya koyarak:
- Burada ancak çalışmakvardır şeklindeki ibâdetlerimizi engelleyici, hukuk dışı baskılarına boyuneğmemeliyiz. Kanunî girişimlerimizi de yapmalıyız.
Rabbimiz şöyle buyurur.
Ahzab Sûresi Âyet 48: «Kâfirler ve münafıklara baş eŞme.Baskılarına aldırış etme. Allah'a güven. O sana koruyucu olarak yeter.»
Müminler!
Çok iyibilmeliyiz ki İslâm'da ibâdet Allah'ın ve Peygamberimiz Hz. Munammed'in her biremir ve yasağına bağhlıkdır. Bunun içindir ki biz müminler vakitlerigirdiğinde namazla, Ramazanda oruçla, yılda bir kez zekâtlala, laboratuardadeneyle, mektebde öğrenim ve öğretimle, iş yerinde çalışmayla, yolda trafikkurallarına uymakla, gece de uyuyarak istirahat etmekle ibâdet ederiz. İbadetbizim yaratılış gayemiz, kulluk görevimizdir. Dünya ve âhiret mutluluğumuzunbiricik sebebidir.
Hutbemizi bizleriyönlendiren ve gönül rahatlığına erdiren bir hadîsle bitiriyorum:«Ey insanlar!Allah'ın emirleri ve yasaklarına uyun. Helâl nzıklan Helâl yollarla kazanmayaçalışın. Zira ğecikse de kişi kendisi için ayrılan rızkı tam tamına eldeetmedikçe ölmeyecektir. O halde Allah'ın emirleri ve yasaklarına uyun, Helâlnzıklan Helâl yollarla kazanmaya bakın.(8)
1.(Evet, evet...) Helâl olan(kazanca) yapışın. Haram olan (kazancı da) bırakın.» Sırasıyla;El-Camius-Sağîr 2/54; Sünen-ü İbn-ü Mâce, Hn. 243; Et-Tac, 1/63.
2.Keşfül-Hafâ, Hn.396.
3.M. Mesâbih, Hn.1900-1901.
4.Sırasıyla; Bak.H.Î. ve İstilahat-i Fıkhiyye Kamusu, 6/123; C. Sagîr 1/34; Et-Tac, 2/197.
5.El-Camius Sagîr,1/75.
6.Et-Teratibül-İdariyye,Kettanî, 2/23.
7.Sünen-u İbn-üMâce, Hn. 2149.
8. İbn-ü Mâce, Hn.2144; M. Mesâbih, Hn. 2787


